Projenin ilk çıkış itibariyle tartışmalarında yaşandığı İstanbul Finans Merkezi, İstanbul Büyükşehir Belediye meclisinin Ocak 2008 tarihinde kabul ettiği plana
göre İstanbul’un Ataşehir bölgesinde ve Anadolu Otoyolu’nun kuzeyinde
yer alan 2 milyon 766 bin metrekarelik alanda konuşlandırılmıştır. İstanbul
Finans Merkezi, 1,4 milyon m2 ofis alanları, 100 bin m2 alışveriş merkezi,
2.100 kişilik konferans merkezi, 30 bin m2 5 yıldızlı oteli, 26 bin araç
kapasiteli otoparkı ve akıllı şehir modeliyle yönetimi ile iş dünyasının tüm
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir merkez olacak ve günlük yaklaşık 75 bin
çalışan ve ziyaretçileri sağlıklı, konforlu, çevreye ve sosyal hayata değer
katan bir ortam sunması bekleniyor.
Finans alanında uluslararası piyasalarla entegrasyon ve
etkin bir ekosistem sunma amacıyla yola çıkan İstanbul Finans Merkezi, kısa
vadede bölgesel, orta vadede ise küresel bir merkez olmayı hedeflemekte ve bu
doğrultuda kamu ve özel sektör bankalarını, portföy yönetim şirketlerini, aracı
kurumları, sigorta şirketlerini, profesyonel hizmet şirketleri ile farklı
kategorilerden ulusal ve uluslararası finansal kuruluşları bir araya
getirmektedir.
İstanbul Finans Merkezinde; Açık
Bankacılık, Aile Ofisleri, Aracı Kurumlar, Bölgesel Yönetim Merkezleri, Dijital
Bankacılık, Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman, Fintek, Fon Yönetimi,
Katılım Finans, Özel Bankacılık, Özel Sermaye, Perakende Bankacılık, Portföy Yönetimi,
Sermaye Piyasaları, Sigorta ve Reasürans, Varlık Yönetimi, Vergi, Hukuk ve
Danışmanlık gibi alanlarda faaliyet gösteren firmalar yer alabilecek.
İstanbul Finans Merkezi’nin yasal altyapısının hazırlanması
ve burada İstanbul’un küresel bir finans merkezi olarak konumlanmasını
sağlayacak ekosistemin oluşturulması çalışmaları, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi
tarafından koordine edilmektedir. Türkiye Varlık Fonu tarafından kurulan TVF
İFM AŞ ise İstanbul Finans Merkezi’ndeki kiralanabilir alanlar ile tesis yönetiminden
ilk 20 yıllık sürede sorumlu olacaktır.
Proje, 15 yıl sonunda Türkiye ekonomisine 250 milyar dolar
gelir etkisi ve 160 milyar dolar düzeyinde bir katma değer sağlaması
beklenmektedir. Türkiye ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacak ve finansal
hareketliliği artırarak geniş finansal ürün ve hizmet yelpazesinin merkezi
haline gelecek projede T.C. Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halkbank,
Vakıfbank, BDDK, SPK ile borsa ve sigorta alanındaki kuruluşlar yer alacak.
Projedeki 1,5 milyon metrekare kiralanabilir alanda bankacılık, sermaye piyasaları,
sigortacılık, varlık yönetimi ve danışmanlık sektörlerinin 1.000’den fazla
oyuncusu faaliyette bulunacak. Projenin hayata geçmesi akabinde 15 yıl içinde
sağlayacağı gelir etkisinin 250 milyar dolar, katma değer etkisinin 150 milyar
dolar olacağı; hâlihazırda yıllık 2 milyar dolar seviyesindeki finansal hizmet
ihracatının ise 16 milyar dolar seviyelerine ulaşacağı hesaplanıyor. Bu büyüme
neticesinde, 120 bin kişilik istihdam sağlanacak. İFM’nin hedefi, 10 yıl içinde
dünyanın ilk 10 finans merkezi arasına girmek.
Oluşturulan kanun teklifine göre katılımcı belgesi almış
finansal kuruluşlar tarafından İFM’de gerçekleştirilen finansal hizmet ihracatı
niteliğindeki;
a) Faaliyetler kapsamında elde edilen kazançların %75’i
kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde
ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilir. (Finans merkezine
taşınmaları teşvik etmek maksadıyla 2022-2031 dönemleri arasında geçerli olmak
üzere %75’lik oran %100 olarak kullanılacaktır.)
b) İşlemler ile bu işlemler nedeniyle lehe alınan paralar
banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisnadır.
c) Faaliyetlere ilişkin işlemler her türlü harçtan, bu
işlemlere ilişkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden istisnadır.
Ayrıca, katılımcı belgesi almış finansal kuruluşların İFM’de
istihdam ettikleri personele ödenen aylık ücretin gerçek safi değerinin; yurt
dışında en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip kişilerde %60’ı, yurt
dışında en az on yıllık mesleki tecrübeye sahip kişilerde ise %80’i gelir
vergisinden istisnadır. Bu kapsamda belirtilen istisna, İFM’de çalışmaya
başlamadan önceki son 3 yılda Türkiyede çalışmamış olan personelin ücret
gelirlerine uygulanır.
İFM’de yer alan taşınmazların kiralanmasına dair işlemler her
türlü harçtan ve bu işlemlere ilişkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden
istisnadır.
En az üç ülkede aktif olarak faaliyet gösteren
katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezleri hakkında da bu
istisna ve indirimler uygulanacaktır.
iFM’de yer alacak işletmelerin ilk etapta yaklaşık 60-75 Bin
çalışan kapasitesine karşılık vermesi bekleniyor. Özellikle vergisel avantajlar
nedeniyle merkezde yer alan işletmelerin yurtdışından nitelikli insan kaynağı ithal
etmesi bekleniyor. Bu insan kaynağının yurtdışına hizmet ihracatı yapması ise yine
vergisel avantajlarla ödüllendirilerek karşılık bulacak.
İFM’de faaliyet gösterecek katılımcılar ile en az üç ülkede
aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve finansal
yönetim merkezleri çalışma izni ile yabancı uyruklu personel
çalıştırabilecektir.
İstanbul Finans Merkezinde yer alan firmaların hizmet ihracatlarıyla
sonuçlanmasını bekledikleri finansal faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde rol
oynayacak olan çalışanların vergisel avantajlar nedeniyle yabancı çalışan olması
bekleniyor. Üstelik bu çalışanlar vergi desteklerinden yararlanma penceresiyle
incelendiğinde İstanbul Finans Merkezi’nde çalışmaya başlamadan son 3 yıl
içinde Türkiye’de çalışmamış olması gerekmektedir. Bu durum hem kültürel hem sosyal
hem de demografik anlamda oryantasyona ihtiyacı artıracaktır. Aynı zamanda iş
akış süreçlerinin verimliliği konusuna farklı kültürlerin eşgüdüm içerisinde
ilerleyebilmesi için çalışan eğitimlerine ve çalışanların motivasyon seviyelerini
üst seviyede tutabilmek için etkinlikle birleştirilen atölyelere talebi
artıracaktır.
İFM bünyesinde katılım belgesi alarak finansal faaliyet gösteren firmaların çalışan memnuniyeti, oryantasyon, ekiplerin uyumlanması, ekip yönetimi, iletişim ve motivasyon gibi insan kaynağı odaklı eğitimler ile finans, vergi, dış ticaret, stratejik yönetim, marka yönetimi, satış ve pazarlama anlamında eğitimler alarak faaliyetlerini güçlendirmeleri gerekmektedir. Bunların yanı sıra İFM’de yer alan işletmelerin dijital alt yapılarının geliştirilmesi, vergisel avantajların ve öngörülen diğer hizmet alanlarında danışmanlık desteği almaları da gerekmektedir.
İsmail Kahraman
https://www.verginet.net/dtt/11/Vergi-Sirkuleri-2022-74.aspx